Olumlu düşün ve olumlu konuş, hayatın değişsin
Stresli iş ve gündelik hayatta, stresli yaşam standartında aslında hepimizin zorlandığı bir şeydir ‘olumlu düşünerek konuşabilmek’. Yaşanan sıkıntılara karşı bazen güçsüz düşüp, umutsuzluğa kapılıp olumsuz konuşabiliyoruz ama bilmiyoruz ki böyle konuşmaya devam ettikçe hayatımız daha da kötüye gidip, sıkıntılarımız kendini tekrarlayacak. Evrene nasıl enerji verirsek, öyle geri alırız.
Nereden başlamalıyız?
Düşüncelerinizi değiştirin
Düşüncelerin değişirse sen değişirsin, sen değişirsen hayatın değişir, hayatın değişirse kişisel problemlerin kalmaz.
Louise Hay‘ın ”düşünce gücüyle tedavi” kitabından bir kısım;
Düşüncelerinizi gözden geçirin, neye inanıyorsak o bizim gerçeğimiz olur.
Birden bire kendinizi ekonomik bir yıkımın içinde bulursanız, ekonomik rahatlığa layık olmadığınıza inanabilirsiniz. Ödemesiz ve borçsuz bir hayatın olmadığını düşünebilirsiniz. İyi şeylerin uzun sürmediğine inanıyorsanız, mücadelesiz hayatın olmadığını mı düşünüyorsunuz yoksa sık sık işittiğimiz gibi “ben de şans yok” mu diyorsunuz? Bir türlü sağlıklı bir ilişki kuracak kişi karşınıza çıkmıyorsa, ‘kimse beni sevemez veya sevilmeye layık değilim’ inancına sahip olabilirsiniz. Sık sık hastalanıyorsanız “ailemde herkes sık sık hastalanıyordur.”
Sorun ne olursa olsun kökeni bir düşünce kalıbında yatıyor ve düşünce kalıpları değiştirilebilir. Size doğru gelebilir, doğru gibi görünebilir tüm sorunlar, hayatımızda sürekli mücadele ettiğimiz problemler. Aslında cümle kalıpları, olumlu düşünmek, pozitif kalmak hayatımızı etkileyen ve yön veren bir güçtür.
Çocuklara kurulmaması gereken cümleler
Özellikle anne babalara çocuk yetiştirirken önemli bir görev düşüyor. Çocuklarınız ile kuracağınız her türlü iletişim ve cümle kalıpları ileride onların hayatına yön verecektir.
“Sen sakarsın, düşme, koşma, düşeceksin, aptalsın, safsın, sen daha çocuksun, benim yaşıma gel anlarsın, sen bir şey yapamazsın” gibi pozitif olmayan cümle kalıpları çocuklarınızın tüm hayatını etkiler.
Olumlu bir cümle kurarken en önemli 3 kural
1- Olumlu cümle kurma alışkanlığı edinin.
2- Cümlelerinizi şimdiki zamanda kullanın.
3- Yapıcı ve size enerji veren sözcükleri seçin.
Cümlelerinizi şimdiki zamanda kurun. Örneğin, ben sınırlarımı biliyorum, ben başarılıyım, ben kendim için iyi olanı seçiyorum.
Bilinçaltı ve cümle kalıpları
Bilinçaltı tarafsızdır. Siz ona ne verirseniz, fiziksel dünyanızı ona çevirir. Ayrıca o ektiğiniz tohumlar fiziksel dünyanızda filizlenmeye başlarken aynı zamanda çekim yasasını da harekete geçersiniz. Ne düşünürseniz onu çekersiniz.
Olumlu cümle kurarken “seçiyorum” sözcüğünü kullanmanızı öneririm. “Seçiyorum” sözcüğü kişiye seçenekler arasında kendisinin seçim yaptığı imajını oluşturur. Hedefe kitlenen bir ok gibi “seçiyorum” sözcüğü de amacına kitlenir.
Mucizeleri nasıl çekeceğiz?
Olumlu cümle alışkanlığı kazandıktan sonra artık hayatınıza gelen mucizelere tanık olmaya başlarsınız. Siz bilinçaltındaki olumlu cümle alışkanlıklarını geliştirdikçe hayatınıza giren insanların kalitesi de yükselecektir. Ağzınızdan çıkan cümleler bir dua gibidir, evrene yayılır fiziksel dünyada can bulmaya çalışır. Daima hastalıktan bahseden insanların hep hasta olması, sürekli felaket senaryosu kuran insanların bu felaketler ile yaşaması tesadüf değildir.
Pozitif olmanın püf noktası
Bir çok insan ‘pozitif olmak istiyorum ama inanamıyorum’ der. O kadar çok tekrar etmesine rağmen hiçbir şey değişmemiştir de ondan. Belirli bir süre sonra, bilinçaltı ‘sen başaramıyorsun’ inancını geliştirir. Burada en dikkat etmemiz gereken nokta, amacınıza uygun pozitif cümle kurarken zihnimizi ve ruhumuzu o duruma dahil etmektir. Örneğin, ‘ben öz güvenliyim’ dediğiniz zaman zihninizde oluşturduğunuz imaj boynu bükük, omuzları düşmüş, kaygılı bakan bir ifade ise bilinçaltı buna inanmayacaktır. Bilinçaltının sembollere ve resimlere daha çok tepki verdiğini daima hatırlayın.