Genel,  Sağlık

Hangi hastalığa hangi besin iyi gelir? Hangi besinleri hangi hastalıklar için kullanmak gerekli

Hangi Besinler Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

 

Doğa şifa merkezi gibidir! Tahıl, sebze ve meyvelerde, tohumlarda bulunan çeşitli maddeler, vitaminler ve mineraller; depresyondan tansiyona, enfeksiyondan beyin hastalıklarına kadar birçok hastalığa iyi gelir.

 

Vücudun yapı taşları olan vitaminler ve mineraller, yaşamamızı sürdürmemizi sağlayan en önemli faktörlerdir. Vitaminleri ve mineralleri günlük beslenme düzeni içinde yiyecek ve içeceklerden, hatta güneşten dahi alabiliyoruz.

 

Özellikle kış aylarında daha çok karşılaşılan enfeksiyon hastalıklarından korunmak için, günlük hayatımızda kolayca tedarik edebileceğimiz bazı besinler bizi çoğu hastalığa karşı korumakta ve kalkan görevi üstlenmektedir.

 

 

Yeşil Yapraklı Sebzeler;

 

Çinko ve demir bakımından zengindirler. Gribal enfeksiyonlara karşı bizi korurlar.

 

 

Turunçgiller;

 

C vitamini deposudur. Enfeksiyonlara karşı korur.

 

 

Balık;

 

Omega 3 ve D vitamini zenginidir. Bağışıklığı kuvvetlendirir.

 

 

Yumurta;

 

Anne sütünden sonra en kaliteli besin kaynağıdır. Demir ve protein deposudur. Büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda çok önemlidir.

 

 

Kuruyemişler; (fındık, ceviz, badem)

 

Enerji deposudur. Posa bakımından zengin olduğu için kabızlığı önler.

 

 

Yoğurt;

 

Probiyotikdir. Bağırsak florasının düzenli çalışmasında önemli rol oynar.

 

 

Domates;

 

Rengini veren licopen adlı maddeden dolayı güçlü bir antioksidandır. Pişmiş domates soslarının kış aylarında bolca tüketilmesi gerekir. Enfeksiyonlardan korur.

 

 

Havuç;

 

Güçlü A vitamini deposudur. Göz sağlığı için bolca tüketilmesi gereken bir besindir.

 

 

Ekinezya;

 

Kışın soğuk havalarda 2 veya 3 fincanı geçmeyecek şekilde tüketilmesi öksürük ve gribe iyi gelir.

 

 

Propolis;

 

Mucize bir besindir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Yaraların iyileşmesini hızlandırır.

 

 

Yeşil elma:

 

Alzheimer, kanser ve kalp-damar hastalıklarına karşı koruyan polifenol molekülleri deposu.

 

Yeşil çay:

 

Stres altındaki, yorgun bağışıklığı dinlendirici etkisi var.

 

 

Zeytinyağı:

 

Doymamış yağ asitlerinin en önemlisi oleik asit deposu olarak bağışıklığa doping etkisi yapıyor.

 

 

Kapari:

 

İçeriğindeki antioksidan ‘kuersetin’ sayesinde iltihaplanma riskini düşürür.

 

 

Kırmızı lahana:

 

Kanserle savaşmada gereken kimyasalları aktif hale getirir.

 

 

Üzüm hoşafı:

 

Bağışıklığı destekleyici kimyasalları çoğaltır.

 

 

Meyankökü:

 

Salgın enfeksiyon hastalıklarına karşı kalkan görevindedir.

 

 

Yeşil lahana:

 

Bağışıklığı yenileyen C Vitamininden zengindir.

 

 

Sarımsak:

 

Tümör hücrelerini yok eden T hücrelerin oluşumunu güçlendirir.

 

 

Brüksel lahanası:

 

Gribal enfeksiyonlara karşı etkili C Vitamini takviyesi sağlar.

 

 

Susam:

 

Kolesterolü dengeleyen lif deposudur, bağırsaktaki iyi bakterileri besler.

 

 

Nar:

 

Vücuttaki iyi bakterileri besleyerek kötü bakterilere karşı güçlendirir.

 

 

Ispanak:

 

C Vitamininden ve antioksidan bakımından zengindir.

 

 

 

 

Hangi hastalıklara hangi besinler iyi gelir?

 

 

GRİP, NEZLE VE SOĞUK ALGINLIĞI

 

 

Satsuma: (Küçük portakal) İçerdiği folik asit ve C vitamini sayesinde öksürüğü ve kanlı tükürükleri keser. Ayrıca kan pıhtılaşmasına karşı en etkin doğal yiyecek olduğu için ileri yaşlarda felç ya da kalp krizi riskini de azaltır.

Tarçın: Yemeklere girmiş olabilecek E-coli bakterisinin vücutta yayılmasını engeller. Mideyi düzene sokar. Kusmayı engeller. Hatta bal ya da limon suyuyla birlikte alındığında boğazdaki yanmaları keser.

Hardal: İçindeki singrin maddesi, midenin gaz çıkarmasına yardımcı olur. Sindirim sistemini düzenler, mide ağrılarını giderir. En fazla bir çay kaşığı alınmalıdır.

Nane: İçerdiği mentol, midenin normalleşmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Nane çayı, baş ağrısı, grip, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir.

 

 

 

İDRAR YOLLARI İLTİHABI VE ENFEKSİYONU

 

 

Nane: İdrar söktürücü özelliğe sahiptir. İçerdiği mentol, midenin normal işlevini görmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Sabahları mide bulantısını keser. Nane çayı, baş ağrısı, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir. Ancak nane çayını aç karnına değil, tok karnına içiniz.

Elma: İçindeki C vitamini ve pektin oldukça faydalıdır. Kolesterolü düşürür, sindirim sistemini düzenler ve idrar ve hacet yollarındaki sorunları giderir.

Kepekli ekmek: B3 vitamini, demir, potasyum ve folik asit içerir. Çok fazlası idrar yollarına zarar verirken, günde 2 dilim yemek iyi gelir.

 

 

TANSİYON HASTALIKLARI

 

 

Rezene: İçerdiği potasyum sayesinde tansiyonu düzenler. Sağlıklı kan hücreleri için gerekli olan folik asidi de bol miktarda bulundurur. Rezene çayı sindirim için iyidir.

Tahıl: Kan damarlarını gevşeten ve rahatlatan bir tür fotosentez kimyasal maddesi içeriyor. Bu sayede kanın damarlardan daha rahat geçmesini sağlıyor. Tahıl yemek sebzelere oranla vücutta daha fazla kalori yakılmasını sağlar. Kalorinin azalması tansiyonu düzenler.

Un: Yapıldığı tahılın besin değerlerini içerir. B vitaminleri, E vitamini, demir ve magnezyum açısından oldukça zengindir.

Karaciğer: Sağlıklı bir bağışıklık sistemi, cilt ve keskin gözler için gerekli olan A vitamini açısından zengindir. Küçük bir porsiyonu günlük A vitamini ve demir ile aylık B12 vitamini ihtiyacını giderir.

 

 

SİNDİRİM SORUNLARI, KABIZLIK

 

 

Arpa: İçerdiği kalsiyum ve potasyum gibi mineraller ile B vitamini vücuda direnç kazandırır. Ayrıca ABD’deki bir araştırma, 6 ay boyunca her gün arpa ürünü şeylerin yenmesinin kolesterol oranını yüzde 15 düşürdüğünü kanıtladı.

Yoğurt: Günde 150 gram yoğurt vücudun bir günlük kalsiyum ihtiyacını karşılar. Meyvalı yoğurtlara 3 çay kaşığı şeker eklendiği için şeker oranları daha yüksektir. Yoğurttaki potasyum, kan basıncı ve kalp atışlarını düzenler. Midenin yiyecekleri düzenli olarak öğütmesini sağlar…

 

 

MENOPOZ

 

 

Nohut: Sebze hormonu “fitoöstrojen” içerir. Bunlar östrojenin vücuttaki etkilerini dengeler ve menopozun yarattığı etkilere karşı korur. Sebze proteininin en zengin kaynaklarından birisidir.

Üzüm: İçerdiği “elajik” asit sayesinde menopozun neden olduğu kemik erimesine karşı korur. Kandaki östrojen seviyesini yükselterek de menopoz semptomlarını en aza indirir.

Kuru erik: Sadece iki-üç adet yemek dahi vücudun ihtiyacı olan antioksidanları karşılar. İdrar yolları kaslarını rahatlatır. Bu da kolon kanserine karşı korur. Demir, A vitamini, B6 vitamini ve potasyum içerir. İçerdiği yüksek orandaki bor minerali sayesinde menopoz dönemindeki kadınlarda östrojen seviyesini dengede tutar.

Tatlı patates: Adrenal salgılayan bezleri güçlendirerek vücuda enerji sağlar. Fosfor, magnezyum, kalsiyum, C vitamini, potasyum ve folik asit içerir.

 

 

DİYABET

 

 

Kuru fasulye: Lif açısından zengin bir besindir. Bu da diyabet riskini büyük oranda azaltır.İçerdiği karbonhidratları vücudun şekere dönüştürmesi uzun sürer.

Mercimek: B vitamini, demir, kalsiyum, potasyum, fosfor ve magnezyum içerir. Çözünebilir lif içermesi sayesinde kandaki kolesterol oranını düşürür. Bu nedenle diyabet ve kalp hastaları için kaçınılmaz bir besindir.

 

 

BAŞ AĞRISI

 

 

Nane: Nane çayı baş ağrılarını dindirmek için birebirdir. İçerdiği mentol ve mentol doğal yağları sayesinde mideyi rahatlatma etkisine de sahiptir.

Biberiye: Kimyasal içerikleri sayesinde doğal bir ağrı kesici görevi görür.

Çikolata: Doğal antidepresan özelliği vardır. Çikolata magnezyum ve demir içerir. Sinirleri gevşetici özelliği sayesinde baş ağrısını dindirir.

 

 

REGL SANCISI

 

 

Muz: İçerdiği yüksek oranda B6 vitamini sayesinde kadınların adet dönemi sancılarını büyük oranda azaltır. Doğal bir ağrı kesici gibidir.

Tarçın: Koli basilinin üremesini önler. Limon çayına balla birlikte eklenerek içildiğinde hem nezlenin yol açtığı boğaz ağrılarına hem de adet dönemi sancılarına iyi gelir.

 

 

CİLT SORUNLARI

 

 

Papatya: Bitkisel yağ ve kimyasallar içerir. Çay olarak içildiğinde sindirime yardımcı olur, karın ağrılarını dindirir. Sıcak bir banyonun ardından hazırlanacak papatya çayı torbaları, egzamanın neden olduğu kaşıntı ve yanmaları alır.

Acı pul biber: Portakaldan 3 kat daha fazla oranda C vitamini içerir. Capsantin adlı kimyasal madde zona hastalığının neden olduğu ağrıları dindirmek için yapılan kremlerde kullanılır.

Portakal suyu: Bir bardak portakal suyu günlük C vitamini ihtiyacınızın tamamını karşılar. İçindeki potasyum vücudun su dengesini korur; cildin kurumasını, kırışıklıkların meydana gelmesi önler.

Portakal yağı: Susam yağıyla karıştırılarak kullanıldığında iyi bir cilt yağı elde edilir.Ayrıca;selülitli bölgelere portakal yağıyla masaj yapılması tavsiye edilir.

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir